Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu

Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu

Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu

Yaşa bağlı makula dejenerasyonu (YBMD) gözün arka kısmında yer alan retina ya da ağ tabakası olarak isimlendirilen dokunun merkezi olan makulanın (sarı nokta bölgesi) yaşlanma etkisi ile ortaya çıkan genellikle yavaş seyirli dejeneratif bir hastalıktır. Hastalık her zaman iki gözde de ortaya çıkar ancak hastalık derecesi gözler arasında farklılık gösterebilir. Gelişmiş toplumlarda yaşlı nüfustaki en sık görülen körlük sebebidir. Bu açıdan hastalık toplumsal öneme sahiptir. YBMD’nin 50 yaşından önce görülme oranı çok çok düşüktür. Bunun yanında yaş ilerledikçe görülme ihtimali belirgin bir şekilde artmaktadır. Örneğin 65 yaşın altında %2 olan görülme oranı, 80 yaş üstünde %40’lara kadar çıkmaktadır. Bu bağlamda çoğu bilim insanı YBMD’yi bir hastalıktan öte, yaşlanma süreci olarak kabul etmektedir. Güneş ışınları ve sigara hastalığın ortaya çıkmasında ve ilerlemesinde rol oynadığı bilinen en önemli çevresel risk faktörleridir. Ayrıca hastalığın genetik geçişinin de olduğu bilinmektedir. Bu nedenle ailelerinde YBMD teşhis edilmiş kişilerin özellikle 50 yaşından sonra rutin göz muayenelerini yaptırmaları büyük önem arz etmektedir.

YBMD’nin kuru ve yaş olmak üzere iki tipi vardır. Hastaların yaklaşık %90’ında kuru tip YBMD görülmektedir. Zamanla kuru tip YBMD, yaş tipe dönüş gösterebilir ve bu dönüşümün ortaya çıkması ile birlikte hastalığın seyir hızı ve tedavi yaklaşımı değişecektir. Aslında YBMD yavaş seyirli bir hastalıktır. Ancak yaş tipe dönüş gerçekleştiğinde retinada oluşabilecek kanamalar hızlı bir görme kaybına yol açabilir. Hastalığın erken dönemlerinde hastanın hissedebileceği bir değişiklik mevcut değildir. Hastalık zamanla ilerleme gösterdikçe cisimleri eğri görme, okuma güçlüğü, lekeli ve bulanık görme gibi şikayetler oluşabilir. YBMD gözde ağrı yapan bir hastalık olmadığı gibi, gözün dış bölümünde hastanın ya da yakınlarının görebileceği değişikliğe de neden olmaz.

Hastalığın kuru tipinde ana tedavi yöntemi mikronutrisyondur. Mikronutrisyon hastalığın ilerlemesini önlemek amacıyla verilen özel formüllerden oluşan besin takviyesidir. Bu alanda yapılmış çok sayıda çalışma normal diyette çok az miktarda alabildiğimiz birtakım vitamin ve besin maddelerinin hastalığın ilerlemesini yavaşlattığını göstermiştir. Hastalığın daha hızlı görme kaybına yol açabilen yaş tipinde ise asıl tedavi göz içine yapılan enjeksiyonlardır. Bu tedavinin tıbbi adı “intravitreal antiVEGF enjeksiyonu” olarak geçmektedir.  Enjeksiyonların düzenli bir şekilde tekrar edilmesi tedavi başarısı için büyük önem taşımaktadır. Enjeksiyon tedavilerinin sıklığı gözün durumuna göre değişir ve kişisel olarak planlanır. Bazı gözlerde uzun yıllar enjeksiyonların tekrar edilmesi gerekebilir. Yapılan bilimsel çalışmalar enjeksiyonların YBMD’ye bağlı gelişebilecek körlüklerin önlenmesinde başarılı olduğunu göstermiştir.

Uzun soluklu ve kronik bir hastalık olan YBMD’de hasta takibi oldukça önemlidir. Takip programı hastalığın evresine ve şiddetine göre uzman hekim tarafından belirlenir. Ayrıca bazı hastalara kendilerini evde takip etmeleri için Amsler kartı (Resim 1) kullanımı önerilir. Klinikte yapılan kontrollerde standart göz muayenesi dışında hastaların göz tomografi (optik koherens tomografi-OCT) ve gerekli hastalarda göz anjiyografi (flöresein anjiyografi-FFA) çekimleri yapılır. Yaşlı nüfusta oldukça önemli bir körlük sebebi olan YBMD’nin erken yakalanması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle 50 yaş üstünde periyodik göz muayenelerinin atlanmaması gerekmektedir.
 


 

© 2024 © Tüm Hakları Saklıdır.